top of page

Yalnızlığın da bir sesi vardır.

  • Yazarın fotoğrafı: Remark Journal
    Remark Journal
  • 26 Tem
  • 1 dakikada okunur
Yalnızlık, artık adı anılmaktan kaçınılan bir kelimeye dönüştü.Buluşmalarla üstü örtülüyor, sohbetlerle dolduruluyor, meşguliyet kisvesiyle saklanıyor.Kendimizle baş başa kalmaktan korkuyoruz — sanki içimizde biri var, korkutucu, yabancı biri.Oysa belki de uzun zamandır oraya uğramadık.

Şehir uğulduyor, bildirimler yanıp sönüyor, etraf insanlarla dolu…ama sen hâlâ bağlantısız hissediyorsan — bu yalnızlık değil. Bu sadece gürültü.Gerçek sessizlik ansızın geldiğinde — odada, zihninde, kalbinde —nefesini duyuyorsun. Gerçekten kim olduğunu.
Yalnızlığın bir sesi var.Ne kasvetli, ne de boş.Yağmur damlasının cama ilk düşüşü gibi yumuşak.Bir mumun çıtırtısında, parkenin gıcırtısında,kimsenin müdahale etmediği kalp atışının ritminde gizli.

Bu sessizlikte önemli şeyler doğar.Utanmadan paylaşabileceğin şiirler.Onay beklemeyen düşünceler.Başkalarının gözlerinden doğmayan arzular.Burada kusursuz olmak zorunda değilsin.Yetişmek zorunda değilsin.Neşeli olmak zorunda hiç değilsin.Sadece… var olabilirsin.

Bazen yalnızlık bir kapıdır.O kapıyı açmaktan korkmazsan,içeride bir ışık olabilir.Kendini ilk kez orada görürsün — bir proje olarak değil, bir plan olarak değil, bir beklenti olarak değil.Canlı, gerçek, savunmasız biri olarak.Ve bu kırılganlıkta bir güç gizlidir.
Yalnızlık düşmanın değildir.Belki de sonunda kendi sesini duyabileceğin bir alandır — yansımada değil, yankıda değil, başkasının fikrinde değil.Kendinde.
Ve artık bu yalnızlık değildir.Bu — sensin.

ree

Comments


bottom of page